Bingöl İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Bingöl'ün Tarihçesi

NEOLİTİK DÖNEM

Bingöl Neolitik dönemden beri yerleşim yeri olarak kullanılmış ve Anadolu, Mezopotamya gibi bölgelerin cam ihtiyacını karşılayan, obsidyen ticareti ile ön plana çıkmıştır. Bingöl bölgesinin bilinen ve tespit edilen ilk yerleşim yeri bugün Karlıova ilçesi sınırlarında bulunan Neolitik dönemden kalma mağaradır. Ayrıca Karlıova’da Cilalıtaş ve Tunç Çağı dönemine ait Kübik mağarası, Kiğı Çiçektepe mağarası, Murat Nehri kıyısında Zağ Yerleşkesi, Yayladere ilçesinde Kalkanlı/Pargasor mağaraları mevcuttur. Neolitik dönemde obsidyen Bingöl dağlarından Göbeklitepe’ye kadar taşınmıştır.

HURRİ- HİTİT DÖNEMİ

M.Ö. 13. yüzyıldan itibaren Doğu Anadolu’nun doğu kesiminde Hurri kökenli bir takım göçebe ve yarı göçebe topluluklar görülmeye başlamıştır. Bu dönemlerde Bingöl ilinin de bu topluluklar tarafından yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Hitit döneminde Kiğı bölgesi önemli bir yer olarak bilinmektedir.

URARTU DÖNEMİNDE BİNGÖL

Urartu medeniyeti, Bingöl ilinde bir çok eser bırakmıştır. Urartulara ait yol ve savunma kaleleri Urartu egemenliğinin buradaki kanıtları arasında yer almaktadır. II. Sardur tarafından inşa edilen meşhur Urartu yolu Bingöl, Solhan ilçesinden devam ederek iki ayrı güzergaha bölünerek biri kuzey biri güney taraftan devam etmektedir. Bingöl ilinde Zulümtepe, Çavuştepe, Simani (Zeymanus), Servi, Genç, Kığı, Yayladere kaleleri Urartulara ait kalelerdir. Karlıova Suçatı Köyü’nde tespit edilmiş Urartu Kaya mezarı buluntuları mevcuttur.

PERS DÖNEMİ

Urartulardan sonra Bingöl ili Pers egemenliğine girmiştir. M.Ö 6. Yüzyıl’dan sonra Akamenid hanedanından Anşan’ın kralı “Büyük Kyros II”, Doğu Anadolu topraklarını da ele geçirmiş ve Bingöl ili de Pers egemenliğine girmiştir.

HELENİSTİK VE ROMA DÖNEMLERİ

M.Ö 333 yılında III. Dareios Büyük İskender’e yenilmiş ve böylece Bingöl ili de Büyük İskender’in boyunduruğu altına girmiştir. Bingöl ilinde yapılan araştırmalarda Roma İmparatorluk dönemi kalıntıları olduğu saptanmıştır. Araştırmalarda Solhan ilçesinde Roma dönemi seramik buluntularına rastlanmıştır.

BİZANS DÖNEMİ

Bingöl ili Roma İmparatorluğunun yıkılışının ardından Bizans İmparatorluğu egemenliğinde kalmıştır. Bingöl ilinde İmparator Justinain Dönemi’nde birçok yapı yapılmış ve Roma’dan kalma bazı eserler de tamir edilmiştir. 5. Yüzyıl itibariyle Bingöl ili, Bizans-Pers sınır hattını oluşturan bölge konumundadır. Sürekli savaşlara sahne olan bölgede Romanın doğu sınırını belirleyen Kitharizon Kalesi’dir. Kitharizon Kalesi, Bingöl ili merkez İncesu Köyü sınırlarında bulunmaktadır.

İSLAMİ DÖNEM

Bizans İmparatorluğunun Sasani imparatorluğu ile savaşları bitmeden bölgede yeni bir güç ortaya çıkmıştır. İslam orduları bu dönemde her iki devletinde varlığını tehdit etmiş ve Hz. Ömer’in halifeliği döneminde Bingöl ili de İslam hâkimiyetine girmiştir. Bu dönemler itibariyle Bingöl ili sürekli olarak el değiştirmiştir. Bölge, kimi zaman Ermeni prenslikleri, kimi zaman yerel Müslüman beylikler arasında el değiştirmiştir.

İslâm kaynaklarına göre Bingöl yöresi Cebel-i Cûr şeklinde isimlendirilmiştir. Bu kelime dağ suyu anlamına gelmektedir. Yeşbak ez-Zehâri Ortaçağ boyunca bu kalelerin mamur olduğunu ve kullanıldığını ancak 15. yüzyıldan itibaren Çapakçur Kalesi’nin önemini kaybettiği ve 17. yüzyılda tamamen terk edildiğini belirtmektedir. İslâm ordularının bölgeden çekilmesiyle, Bingöl Ermeni beylerinin eline geçmiştir. Kent, Tuğrul Bey döneminde Selçukluların hâkimiyeti altında girmiştir. Kısa süreli bir Bizans hâkimiyetinden sonra 1064 yılından itibaren Selçuklu sultanı olan Sultan Alparslan, bölgeyi tekrar Selçuklu hâkimiyetine almıştır. Alparslan Anadolu’da ele geçirdiği yerleri beyler arasında paylaştırmıştır. Bu paylaşımda Kiğı ve Bingöl yaylaları Mengüceklerin eline, sonra Bingöl’ün batı bölümleri Saltukların eline geçmiştir. Beylikler Anadolu Selçuklularına bağlanınca I. Alâaddin Keykubad, Bingöl ve Kiğı dolaylarının da Anadolu Türk birliğine katılmasını sağlamıştır. Bingöl/Çapakçur ve çevresi 12. yüzyılın sonunda Eyyübilerin hâkimiyeti altına girmiştir. 1228 yılında Celâleddin Harzemşah Çapakçur’a kadar ilerlemiş, hatta burayı yağmalamıştır. Moğol istilası döneminde, Celâleddin Harzemşah Bingöl ilinde Moğollara karşı savunma yapmıştır. Bölgede Celaleddin Harzemşah’ın mezarının olduğu yönünde güçlü rivayetler bulunmaktadır.

AKKOYUNLU

Akkoyunlular Bingöl bölgesini uzun süre egemenlikleri altına almıştır. Özellikle Genç ve Kiğı ilçeleri Akkoyunlu hâkimiyetinin olduğu yerlerdendir. Genç ilçesinde Murat nehri kenarındaki kale ve Kral Kızı Kalesi olarak bilinen Genç ilçesindeki kaleler Akkoyunlu dönemi eserleri arasında sayılmaktadır. Yine Genç ilçesinde bulunan iki kümbet Akkoyunlu dönemi eserleri arasındadır. 15. yüzyılda yapılmış Kiğı Piltan Bey Cami, Akkoyunluların bölgedeki imar faaliyetleri arasındadır. Bu dönemlerde Timur XIV. yüzyıl sonlarına doğru çıktığı Doğu Anadolu seferinde Erzurum’u işgal ettikten sonra Çapakçur’a gelerek ordugâhını burada kurmuş. Muş ve Ahlat’a doğru yaptığı ileri harekatında burayı bir üs olarak kullanmıştır. Şeref Hân Süveydi beylerinden Muhammed Bey’in Uzun Hasan’a sığındığını ve Uzun Hasan’ın Muhammed Bey’e, Hançuk ve Çabakçur beyliğini verdiğini aktarmaktadır. Uzun Hasan’ın Otlukbeli Savaşı’nda Osmanlıya yenilmesiyle Bölge’nin hâkimiyeti Osmanlılara geçmiştir.

OSMANLI

1515 tarihinden sonra Bölge Osmanlı devleti kontrolüne geçmiştir. Bu dönemde Osmanlı doğrudan egemenlikten ziyade bölgedeki küçük beylikler aracılığıyla Bingöl’ü elinde tutmuştur. Şah İsmail 1500-11524 tarihleri arasında Bingöl ilinde hâkimiyet kurmaya gayret etse de Yavuz Sultan Selim’in 1514’te Şah İsmail’i yenmesiyle birlikte bölge kesin olarak Osmanlı egemenliğine girmiştir. İdris-i Bitlisi, Yavuz Sultan Selim’e bir rapor gönderip Hacuki Sultan Ahmed ve kardeşi Isfahan Bey’in savaşta yararlılık gösterdiğini belirtmiştir. Bu rapordan sonra Yavuz Selim bu bölgeleri İdris-i Bitlisi’nin aracılığıyla bu beylere taksim etmiştir.

Genç, Solhan bölgelerinde birçok imar faaliyeti bu beylik tarafından yaptırılmıştır. Genç Sağgöze Hançuk Kalesi, Solhan Kale Köyü’nde bulunan kale ve sivil yapılar, Solhan Merkez’de bulunan Eski Cami kalıntısı bu beylik döneminden kalma yapılardır. Beylik daha sonra Bingöl merkez Aftor ve Aşağı Çarşı civarına yerleşmiş ve burada iki cami inşa ettirmiştir. Bu camilerden biri günümüzde Aşağı Çarşı mahallinde bulunmaktadır. Bu cami Isfahan Bey Camii olarak bilinmektedir. Isfahan Bey, 1515 yıllarında camiyi yaptırmış 1540 lı yıllarda vefat etmiştir.

XIV ve XVII. Yüzyıllarda Diyarbakır Eyaletinin İdâri Taksimatı’nda, 1515, 1520 ve 1568-74 yıllarında; Çapakçur, Genç ve Kiğı Diyarbakır’a bağlı liva merkezleridir. 1578-1588, 1609 ve 1626-1637 ile 1653 tarihlerindeki idari taksimatta ise Diyarbakır’a bağlı Çapakçur ve Genç görülmektedir. Yine 1785-1795 ve 1839 tarihli idari taksimatında sadece Çapakçur’un ismi geçmektedir.

1673 ve 1702 tarihlerinde Bingöl’ün Genç İlçesi, Osmanlının Diyarbakır Eyaleti’ne bağlıdır. 1701-1702 tarihli defterde olmayan ancak 1707-1708 tarihli alaybeyi tevcih defterlerinde Diyarbakır Eyaleti içerisinde zikredilen bazı idari birimlerde Çapakçur’un da ismi bulunmaktadır.

Kiğı İlçesi, 1673 ve 1702 yıllarında Erzurum eyaletine bağlı bir ocaklık olarak görülmektedir. Ancak Erzurum’da bir defterdarlık kuruluncaya kadar Kiğı’nın demir madenleri ve ekonomik değerleri Diyarbakır Defterdarlığına bağlı kalmıştır.

I. Dünya savaşı sırasında 1915’ten 1917 yılı sonlarına kadar Ruslarla yapılan bir dizi muharebeye sahne olan ve işgale uğran Çapakçur yöresi (işgal Karlıova ve Kiğı taraflarında olmuştur.), Aralık 1917 de Erzincan’da imzalanan ateşkes anlaşması sonucunda Rus işgalinden kurtulmuştur. Özellikle Kiğı ilçesinde Ruslar ve yardımcıları Ermenilerle yoğun cephe savaşları olmuş ve Rus ordusu geri çekilmek zorunda bırakılmıştır. I. Dünya Savaşı’nda şehit düşenlerin anısına Çanakçı Köyü’nde Mursel Paşa abidesi yapılmıştır.

CUMHURİYET DÖNEMİ

Cumhuriyet döneminin başlarında (1924) sancaklar vilayet haline dönüştürülürken, Genç sancağı da vilayet haline getirilmiş ve Çapakçur bir kaza merkezi olarak buraya bağlanmıştır. Daha sonra 1927’de Genç vilayeti lağvedilince Çapakçur Elazığ’a bağlı kaza merkezi oldu. 1929’da da yeni kurulan Muş iline bağlı ilçe merkezi haline getirildi. 7 Aralık 1935 tarihinde kabul edilen 2885 sayılı kanunla Bingöl adıyla il kuruldu Çapakçur’da ilin merkezi oldu. 1945 yılına kadar şehrin adı (Çapakçur) ile merkez olduğu ilin adı (Bingöl) ayrı iken 1945’te şehrin adı Bingöl olarak değiştirildi. Çapakçur ise onun vadi içinde kalan eski kesiminin adı olarak kaldı.

KAYNAKÇA

Abdurrahman Acar,  , “Bingöl ve Çevresinde İslâm Dininin Yayılışı, I. Bingöl Sempozyumu Ankara, Şubat 2007, s. 17-22.

Andrew Collins, Göbekli Tepe Tanrıların Doğuşu, (Çev: Leyla Tonguç Basmacı), Alfa Yayınları İstanbul 2016.

Arsen Yarman, Palu, Harput 1878 Çarsancak, Çemişgezek, Çapakçur, Erzincan, Hizan ve Civar Bölgeler – Adalet Arayışı, (Edit: Ali Çakmak), C. II, Belge Yayınları Nisan 2010.

Altan Çilingiroğlu, Urartu Krallığı Tarihi ve Sanatı, İzmir 1997.

Lynch, H. F. B. (Harry Finnis Blosse). Armenia, Travels And Studies. Indiana: Repressed Publishing LLC, 2016.

James Howard-Johnston, East Rome, Sasanian Persian and the End of Antiquity, Burlington 2006 s. 203.

Bilge Umar, Türkiyedeki Tarihsel Adlar, İnkılap Kitabevi, İstanbul 1993.

Doğunun Demir Kalesi Kiğı, Kiğı Okulları Koruma ve Geliştirme Derneği, Nisan 2001, s. 21.

Ernst Honigman, Bizans Devletinin Doğu Sınırı, (Çev: Fikret Işıltan), İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları No: 1528, İstanbul 1970, s. 78, 192, 194.

Mehmet Özdoğan, “Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ”, Arkeoatlas Dergisi, Sayı I, İstanbul 2002.

Mahfuz Söylemez-İbrahim Çapak), Bingöl Belediyesi Yayınları 2011.

Mehmet Karaosmanoğlu, Suçatı Urartu Kemeri, Belleten, TTK, Cilt LV, sayı 214, Ankara 1991.

Metin Tuncel, “Bingöl” TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt 6, İstanbul 1992, s. 183.

M. Zahir Ertekin, Nebi Butasım, “Bingöl Genç (Sebeteria?) Kalesi”, Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Yıl 8, Sayı16, Güz 2018.

Nebi Butasım, “Bingöl Tarihi Eserleri ve Turizm Ekonomisine Kazandırılması”, 3. Uluslararası Bölgesel Kalkınma Konferansı, Bingöl 2015, s.563-570.

Nebi Butasım, Ortaçağ ve Sonrası Bingöldeki Mimari Eserler (Yüksek Lisans Tezi), Van 2010.

Nebi Butasım, Tarihi Eserleriyle Bingöl (2019-2021 Yüzey Araştırma Sonuçları), Ankara, 2022.

Nebi Butasım, Alevi, Bektaşi İnanç Ritüellerinin Türbe Mimarisine Etkisi, Bingöl I. Uluslararası Alevilik Sempozyumu, 2013.

Nebi Butasım, Bingöl Ilıcalar İçpınar Köyü Mezar Taşları, Bingöl Araştırmaları Dergisi, 7/1, 2020.

Oktay Belli-Erkan Konyar, Erken Demir Çağı Kale ve Nekropolleri,  İstanbul 1997.

Osman Gürbüz, “Celâleddin Harizmşah’ın Son Günleri”, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı 37, Erzurum 2017, s. 39.

Prokopios, The Wars of The Justinian, (Transleted by: H. B. Dewing), Indıanapolis-Cambridge, Amerika, 2014.

Şeref Han, Şerefname.

Şevket Tektaş, “Bingöl İlinin Tarihteki Yeri, Tarihsel Gelişimi, Coğrafi Yapısı ve Ekonomisi”, II. Bingöl Sempozyumu, Temmuz 2008, (Baskı yılı Ekim 2014) Ankara.

Veli Sevin, Elazığ-Bingöl İlleri Yüzey Araştırması 1986, V. Araştırma Sonuçları Toplantısı II, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Ankara 1987, s. 5-6.

Veli Sevin, Bingöl: Türkiye Arkeolojisinin Az Keşfedilmiş Bir Yöresi, Bingöl Tarih ve Kültür Araştırmaları Dergisi, Yıl 1, Sayı 1 Güz 2007, s. 9-12.

Veli Sevin, Eski Anadolu ve Trakya-Başlangıçtan Pers Egemenliğine Kadar, İstanbul 2003, s. 193.

Yusuf Baluken, “Eyyubiler Devrinde Bingöl”, Bingöl Tarih ve Kültür Araştırmaları Dergisi I Ankara 2007, s. 42-43.

Yurt Ansiklopedisi, “Bingöl” İstanbul 1981-84, İstanbul Anadolu Yayıncılık, Cilt II, s. 1328.

04. 01. 1936 tarihli Resmi Gazete.